FelsefeManşet

Sosyolojinin Tanımı ve Özellikleri

Sosyoloji, kavramı, Latince socius (toplum) ve Yunanca logos (bilim) kelimelerinin birleşiminden oluşmuştur. Kelime anlamı olarak “toplum bilimi” demektir. Toplumsal grupları, kurumları, kurumlar arası ilişkileri, toplumsal yapıdaki değişim ve gelişim süreçlerini, toplumsal olay ve olguları sebep sonuç ilişkisi içerisinde bilimsel yöntem ve teknikleri kullanarak inceleyen sosyal bir bilimdir. Sosyolojinin temel amacı; toplumların değişimini, gelişimini, yapısını araştırmak ve elde edilen bilgilerle araştırma konusu yapılan topluma yönelik genellemeler yapmaya çalışmaktır. Sosyoloji hem toplumların kendi içindeki ve toplumların birbiri arasındaki farklılıkları hem de bu farklılıklardaki benzerliği göstererek bireylerin içinde yaşadıkları dünyayı da kendilerini de daha iyi anlamalarını sağlar. Yaşamın görünüşte bildik olan yanlarının nasıl başka bir gözle görülebileceğini ve yorumlanabileceğini gösterir.

Örneğin, nüfus artışı, göç, kentleşme, intihar, evlenme, boşanma gibi sorunları ele alırken bu olguların sadece hangi nedenlerle ortaya çıktıklarını incelemez. Ayrıca bu olguların birindeki değişmenin ötekileri nasıl etkilediği, gelecekte hangi yönde ve nasıl değişecekleri, toplumdan topluma farklılık gösterip göstermedikleri gibi yönleriyle de ilgilenir. Sosyoloji gözlemlenebilir, somut toplumsal sorunlarla ilgilendiği gibi, genel teorik çalışmalar da yapar. Sosyolojinin bu iki yönü toplumsal olay ve toplumsal olgu kavramları ile ifade edilir.

Gündelik yaşamdaki işlerimize daldığımızda, yaşadığımız deneyimlerin, olup bitenlerin anlamı üzerinde düşünmeyiz. Özel deneyimlerimizi başkalarının yaşadıklarıyla karşılaştırma gereği duymayız. Bireysel olduğunu düşündüğümüz birçok şeyin büyük ölçüde toplumsal faktörler tarafından belirlendiğini anlamayız ya da bireysel görünen bazı problemlerin arkasındaki toplumsal nedenleri görmeyiz.

Örneğin bir insanın işsiz kalması bireysel bir sorundur ancak ülkede çalışma çağındaki nüfusun üçte birinin işsiz olması ise toplumsal bir sorundur. Bu durum, bu sorunların bireysel özelliklerden kaynaklanmadığını, toplumsal düzeyde sorunlar olduğunu ve toplumsal düzeyde incelenmesi ve çözülmesi gerektiğini göstermektedir.

Toplumsal Olay: Toplumsal yaşamda toplumsal ilişkiler sonucunda ortaya çıkan tek tek değişmelerdir. Toplumsal olaylar başlangıç ve bitiş süresine sahip, bir defalık olup biten oluşumlardır. Her toplumsal olayın belli bir yeri, zamanı ve yapanı (faili) vardır. Tekil ve özeldir. Toplumdan topluma ve aynı toplum içinde zamanla değişir. Örneğin, Ankara’nın başkent oluşu, Kurtuluş Savaşı, Esra ile Ahmet’in evlenmesi, 15 Temmuz darbe girişimine halkın direnişi birer toplumsal olaydır. Toplumsal olayların incelenmesiyle toplumsal olguların bilgisine ulaşılır.

Toplumsal Olgu: Aynı alanda gerçekleşen birçok toplumsal olayın genel adıdır. Toplumda bireysel görünüşlerden bağımsız olarak kendine özgü bir varlığı olan ve genel olan her şey toplumsal olgudur. Ne zaman son bulacağı belli değildir. Her zaman ve her yerde olabilecek, yeri, zamanı, yapanı belli olmayan durumları ifade eder. Genel ve soyuttur. Örneğin, kentleşme, savaş, evlilik, göç kavramları toplumsal olgudur.

Yaşamı ve yaşamın içindeki gerçekliği ortaya koyan, günümüz toplumlarının geldiği noktaları ve yaşadığı problemleri anlamamız açısından oldukça önemli görevleri olan sosyolojide toplumsal olayları açıklamada iki farklı bakış açısı hâkimdir.

  1. Bütünlükçü Yaklaşım: Bu yaklaşıma göre toplumsal olaylar birçok etkene bağlı olarak gerçekleşir. Hiçbir toplumsal olay tek başına, toplumun bütününden bağımsız ve tek bir etkene bağlı olarak açıklanamaz. Örneğin, toplumda boşanmaların nedeni olarak sadece ekonomiyi değil; ahlâki, dini, hukuki ve toplumsal nedenleri de etken olarak görmek bütünlükçü bir yaklaşımdır.
  2. İndirgemeci Yaklaşım: Bu yaklaşımda toplumsal olaylar tek bir etkene dayandırılarak açıklanır. Örneğin, toplumsal değişmeleri, yalnızca ekonomik ya da siyasi değişimlerle açıklamak indirgemeci bir yaklaşımdır.

SOSYOLOJİNİN TEMEL ÖZELLİKLERİ

  1. Bireylerin şahsi sorunlarıyla değil, toplumu ilgilendiren sorunlarla ilgilenir. Benzer sosyal olayların ortak özelliklerinden hareketle genellemelere varır. Örneğin, sosyoloji tek tek bireylerin niçin suç işlediğiyle ilgilenmez ama tek tek yapılan suç olayları üzerinden elde ettiği bilgilerle toplumda insanları suça yönlendiren genel nedenleri bulmaya çalışır.
  2. Sosyolog, toplumsal olayları kendi duygu, değer ve beklentilerinin etkisi altında kalmadan nesnel (objektif) olarak inceler.
  3. Sosyoloji normatif (kural koyucu) değildir. Ahlak, hukuk, din gibi bireylerin nasıl davranması gerektiği ile ilgili kurallar koymaz.
  4. Sosyoloji doğa bilimleri (fizik, kimya, biyoloji) gibi deneysel bir bilim değildir. Sürekli değişen olayları laboratuvar ortamında gözlemlemek mümkün değildir.
  5. Sosyal olayları çok yönlü olarak ele alır.
  6. Olması gerekeni değil, olanı olduğu gibi inceler. Toplumların aynı olamayacağından hareketle bütün toplumlar için geçerli olabilecek evrensel ilkeleri ve en iyi toplum modelini ortaya koymaz.